İçimizdeki Şeytan-Sabahattin Ali

Sanırım bu kitaba uyabilecek en güzel ismi vermiştir Sabahattin Ali. Herkesin içinde bir nebze olsa da bulunan bu şeytanı tüm çıplaklığıyla romanda görür ve yaşarız. Özellikle Ömer ve Macide'nin peşini bırakmayan ve içlerini sürekli kemiren bu şeytanı hangimiz hissetmedik? Kitapta masumiyetle başlayan sonradan yerini çaresizlik ve zayıflıkla bütünleşen şeytanın insanı nasıl ele geçirdiğini görüyoruz. Aslında Sabahattin Ali kitaplarını henüz okumamışlara tavsiyem, ilk önce içimizdeki şeytanı okumanız sonrasında Kürk Mantolu Madonna'yı okumanızdır. Nedeni de Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan'a göre çok üst seviye kalıyor ve ilk önce okunduğu takdirde İçimizdeki Şeytan biraz da olsa hayal kırıklığı yaratabiliyor olması. Bunun kitabın başarısızlığıyla falan ilgisi yok. İçimizdeki Şeytan'da oldukça başarılı bir roman. Romanın uslubü değil de anlatım ve olaylar diğer kitaba nazaran daha ağır gidiyor. Bu yüzden diğer kitabı daha başarılı bulabiliyorsunuz. Ayrıca Kürk Mantolu Madonna'daki karakterlere sımsıkı sarılırken bu kitaptaki karakterleri sevmeniz ve kabullenmeniz biraz daha zor oluyor.
İçimizdeki Şeytan'da üstü kapalı politik, siyasi eleştirilir de bulunurken, burada kadının ne kadar güçlü olduğu da savunuluyor.Ayrıca iki gencin cahillikleri yüzünden maruz kaldıkları hayat ve olayları gün gibi karşımıza çıkarırken insanın içi ürperiyor.
Ömer ile Macide'nin içerisinde bulundukları durumlarda şeytanın sesini dinlemeleri,saçmalıkları ve korkularını, Sabahattin Ali o kadar güzel yansıtmıştır ki okuyucunun sanki bizzat yaşıyormuş gibi hissetmesini sağlar.
Kürk Mantolu Madonna ile mukayese edildiğinde o kitap kadar ağlatacağını hatta duygulandıracağını  düşünmeyin. Bu kitapta daha çok ciddiyet, insani rahatsızlıklar, politika, paraya olan hırs ve açgözlülüğe yer verilerek insanı mantıksal ve mantığın kaybediliş sınırlarına götürüyor ve bunları hissetmesini sağlıyor. Aşkta konu edilmiş olsa da duygusal bir kitap olduğunu düşünerek alırsanız hata edersiniz. Kitabı eleştirel, gündem konusu olan paranın insanı ne hale getirdiğini ve hayat koşullarının içimizdeki şeytanı nasıl uyandırdığını gösteren bir kitap olarak düşünüp alırsanız hayal kırıklığına uğramazsınız.
Kitap oldukça başarılı fakat ben kitabı Kürk Mantolu Madonna'dan hemen sonra alarak bu kitabında, o kitap gibi olduğunu düşünerek okumaya başladığım için başta hayal kırklığına uğradım. Emin olun, ikisi arasında hiçbir benzer duygusal bağlılık yok. Herşeye rağmen okunması gereken başarılı bir klasik olduğunu unutmayın.

İçimizdeki Şeytan'dan,Sabahattin Ali'nin o muhteşem ve sürekli görmeye alıştığımız bir kaç alıntı yapmak istiyorum:
"Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?"

"Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir."

"Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız."

"İkimizde aynı şehirdeyiz ve birbirimize varmamız için yarım saatten daha az bir zaman yeter. Buna rağmen o orada, ben buradayım."

"Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba?"

"Haydi, deniz kenarına bit yere gidip dolaşalım...Bugün canım insan yüzü görmek istemiyor; geniş, uçsuz bucaksız bir şeye... ve sana bakmak istiyorum!"

"Unutmayın ki, dünyada en korkunç şey, ümidini kaybetmektir."

"İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir."